Bulgaristan Hakkında Bilgi

Bulgaristan Demokratik Halk Cumhuriyeti:

 Türkiye’nin kuzey batı komşusu olup, kuzeyden Romanya, batıdan Yugoslavya ve güneyden Yunanistan ile sınırlandırılır. Kuzeyde Tuna ve doğuda Karadeniz tabii sınırlarını teşkil eder. Ekonomi ve ideolojik bakımdan Sovyetler Birliği’ne bağlıyken, 1989 da Rusya da başlayan yeniden yapılanma ve batıya açılma politikası, Bulgaristan’da da hızla yayıldı ve komünizm eski hakimiyetini büyük ölçüde kaybetti.

Tarihi:

Bugünkü Bulgaristan topraklarına, M.Ö. 30’larda Traklar denilen bir kavim, bir süre sonra da Romalılar hakim olmuştur. Altıncı yüzyılda İslavlar her tarafı yakıp yıkarak hakimiyeti ele geçirmişlerdir. M.S. 680 yıllarında Karadeniz’in kuzeyinden Bulgar Türklerinin gelmesi ile Bulgar tarihi başlamıştır. On-Oğuz grubundan olduğu bilinen bu Türklerin aynı zamanda Yukarı Tuna kıyıları ile birlikte Volga ve Kama vadilerini de idaresi altına alarak Büyük Bulgaristan adıyla 14. yüzyıla kadar varlığını devam ettirmiştir. Bu arada 11. yüzyıla kadar devam eden Birinci Bulgar Krallığı yıkılarak Peçenek, Guz ve Kumanlar (Kıpçak)vasıtasıyla İkinci Bulgar Krallığı kurulmuş, 1241 senesinde Moğol istilasına uğramıştı.
Miladi 1331-1371 yıllarında Kral İvan Aleksandr zamanında Sırpların Balkanlarda üstünlük kurmasıyle zayıflamış, Osmanlı Hükümdarı Birinci Murad Han zamanında (1326-1389) Bulgaristan toprakları zaptedilmiştir. İvan Aleksandr’dan sonra Vidin ve Dobruca beylikleri ile Tırnova Krallığı Osmanlılara karşı çıkması üzerine 1393’te Tırnova, 1396’da Niğbolu Zaferlerinden sonra, Vidin ve 1400’de Dobruca zaptolunarak Bulgar Krallığı tamamen ortadan kaldırılmıştır.
On altıncı yüzyılda Bulgaristan üzerinde Sırplar ve Macarlar üstünlük kurmak istemişlerse de güneyden gelen Osmanlı Devleti Bulgaristan’a hakim olarak düzenli bir idare getirdi. Bulgaristan’ı 500 yıl Osmanlılar idare etti. Bu dönemde idare, Sofya’da oturan Rumeli Beylerbeyi tarafından sağlanıyordu. Osmanlı İmparatorluk merkezine yakın olması ve sefer yolu üzerinde bulunması sebebiyle ticareti oldukça gelişme gösterdi. Bulgar tüccarlara geniş imtiyazlar tanındı. Osmanlılar, diğer tebaalarında olduğu gibi Bulgarlara da dini yönden baskı siyaseti gütmediler. Bulgarlar genellikle reaya adını taşıyan, vergiye tabi çiftçi sınıfları halinde kaldılar. Âdil idare ve imtiyazlı tüccar sınıfının bulunması ve benzeri müsbet Osmanlı siyasetine rağmen, 17. yüzyıl ortalarında Bulgaristan’da haydut denilen çeteler türeyerek isyan etmeye başladılar ve her fırsatta düşman ordularıyla Osmanlılara karşı birleşmekten geri kalmadılar. Devam eden bu isyanlar karşısında Osmanlı hükumeti “Çorbacı Nizamnamesi” gibi bazı kanuni tedbirler alarak, Bulgaristan’da asayişi korumaya çalıştı. Tuna vilayetinin başına bu maksatlarla getirilen ve geniş yetkilere sahip bulunan Midhat Paşa, Bulgaristan’a birçok hizmetler götürdü. Hatta Midhat Paşa, Hıristiyanlara yaranmak için ayyıldızlı Türk bayrağına bir de haç ilave etti. Bulgar ihtilal merkez komitesinin 20 Nisan 1875’te Koprivştitsa ve Panagyuviste’de başlattıkları büyük isyan da bastırıldı. 1876 yılı Aralık ayında İstanbul’da toplanan büyük devletler, Bulgaristan’da iki muhtar bölge teşkilini teklif ettiler. Rusya bunu kabul etmedi. Midhat Paşa ısrarla Rusya’ya savaş açmamız için direndi. Neticede Rusya’ya savaş açıldı (20 Nisan 1877). Bulgarlar Rus ordusuna katıldıkları gibi, Türklere karşı tedhiş hareketlerine de giriştiler.

Osmanlı-Rus harbinin sonunda Ayastefanos Antlaşması imzalandı (3 Mart 1878). Muhtar bir Bulgaristan idaresi kurulması kabul edilmişse de diğer büyük devletlerin baskısı ile Balkanlar ile Tuna arasında küçük bir Bulgar Prensliğinin kurulması şeklinde değiştirildi. Diğer bölgeler Romanya ve Sırbistan devletlerine bırakıldı. Bir süre sonra Rusya’nın mevcut Bulgar Prensliğinin idari ve içişlerine doğrudan karışması, Osmanlı hükumeti ile Avusturya ve İngiltere hükumetleri, Prensliği Rusya’nın tahakkümüne bırakmak istememelerinden bu hususta büyük devletlerin nüfuz mücadeleleri başladı. Bir süre sonra Bulgaristan Prensliğinde Prens Aleksandr idareyi ele alarak Bulgaristan birliğinin sağlanmasını temin etti ve tamamen Rusya’ya yaklaştı. Daha sonraki gelen idarecilerde iç ve dış ilişkilerin düzene sokulması gibi gelişmelerden sonra, 1904’te Türkiye aleyhine Sırbistan’la bir antlaşma imzaladı. 1908 İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra, 3 Ekim 1908’de tam bağımsızlığını ilan etti.

8 Eylül 1944 ihtilalinden sonra Bulgaristan Komünist rejimi kabul ederek Varşova Paktına girdi. Rusya’da olan batıya açılma hareketleri, Bulgaristan’da büyük hızla yayıldı. Bir süre sonra, 35 senedir başta bulunan Cumhurbaşkanı Jivkov 10 Kasım 1989’da istifa etmek mecburiyetinde kaldı. 29 Aralık 1989’da ülkede bulunan Türklere yeniden kendi adlarını kullanma ve serbestçe ibadet etme hürriyeti tanındı. 10-17 Haziran 1990’da iki kademeli ve 1932’den bu yana ilk defa yapılan çok partili seçimde 1943-1990 arasında Bulgaristan’ı idare eden Komünist Partisi (yeni ismi Bulgaristan Sosyalist Partisi)iktidar oldu. Türkiye-Bulgaristan arasında siyasi münasebetler müsbet yönde gelişmektedir.

Coğrafya:

Balkan Dağları (Stara Planina) Bulgaristan’ı kuzeyde Tuna platosu, güneyde ise Trakya platosu olarak kabaca iki coğrafi bölgeye ayırır. Oldukça dağlık bir coğrafyaya sahip olan güney Bulgaristan’da Rodop ve Rila sıradağları yer alır. Ülkenin ve Balkanların en yüksek dağı olan 2925 metre rakımlı Musala Dağı da burada bulunmaktadır.

Ülkenin en önemli ırmağı olan Tuna Nehri, aynı zamanda Romanya-Bulgaristan sınırını oluşturur. Bulgaristan sınırları içerisinde doğup, Yunanistan-Türkiye sınırını oluşturarak Ege Denizi’ne dökülen Meriç (Maritsa) Bulgaristan’ın bir diğer önemli akarsuyudur.

Fiziki Yapı:

Bulgaristan, doğudan batıya uzanan Balkan Dağları ve Rodopların ayırdığı dört bölgeden meydana gelir. Bunlardan birincisi Tuna Nehri ile sıra dağları arasındaki ovalardır. Tuna Nehri kıyıları ülkenin en münbit yeridir. Burada buğday, mısır, ayçiçeği, şekerpancarı ve tütün üretilir.
İkinci bölge, ülkeyi baştan başa kesen Balkan Sıradağlarıdır. Her ne kadar bazı bölgeleri oldukça yüksekse de, geçilmek için gerçek bir engel teşkil etmezler. En önemli geçidi Şıpka Geçididir. Dağlar orman ve ot yetişmesi bakımından zengindir. Buralarda kömür yanında bakır, kurşun ve çinkoya da rastlanır. Bu bölgede tarihi Gabrovo, Kotel ve Tryavna şehirleri vardır.Sıradağlar arasında Bulgaristan’ın gül endüstrisinin merkezi olan ova mevcuttur.

Üçüncü bölge de güneyde bulunan Trakya Ovasıdır. Meriç Nehri bu ovada akar. Bu bölge esas olarak meyve, sebze ve bağlarıyle meşhurdur. Ayrıca buğday, mısır, tütün ve pirinç yetiştirilir. Plovdiv ve Pazarcık en önemli şehirlerindendir.

Dördüncü bölge, Rila ve Pirin ve esas olarak Rodopları içine alır. Bu bölgede yalnız Bulgaristan’ın değil, Balkanların en yüksek tepesi bulunur. Kurşun, çinko, krom, manganez ve altın gibi madenler bakımından bölge zengindir. En yüksek tepe, daha sonra Stalin olarak bilinen Musula 2925 metredir. Başşehir Sofya, Vitoşa isimli bir büyük dağın eteğindedir. Bu şehir yeri icabı Meriç Vadisine ve Tuna Ovalarına kolayca ulaşabilmesi yönünden merkezidir. Tuna ve Meriç nehirleri ekonomik yönden bölgedeki ülkeler arasında en önemli bağlantıyı teşkil ederler. Tuna özellikle sulama ve balıkçılık yönünden gelişmiştir. Bulgaristan’ın üçte birini havza olarak alan Meriç Nehri, komşu ovaların sulamasında önemli rol oynar. Karadeniz kıyıları ve ülke içindeki kaplıcalarıyla turistleri çeker.

İklimi:

Ilıman bir kara iklimi mevcuttur. Yıllık ortalama sıcaklık 13°C, ocak ortalaması 0°C, temmuz 22°C’dir. Kuzey kısımları güneye nazaran daha soğuktur. Senelik yağmur ancak 640 milimetreyi bulur. Yaz aylarında yeterli olmayan bu durum, toprak kullanımında çok geniş bir sulama sisteminin gelişimini gerekli kılmıştır.

Nüfus ve Sosyal Hayat:

Bulgarlar aslen Orta Asya’dan gelen Avar Türklerindendir. M.S. 7. yüzyılda Tuna Nehrini geçerek Islav kabilelerini yendiler ve onları güneye sürdüler. Ancak, zamanla onların kültürlerini, dillerini benimsediklerinden kendi kültürlerini, dillerini unuttular ve slavlaştılar.

Bulgaristan’da halk diğer Balkan milletlerinden daha homojendir. Halkın % 88’i Bulgar, % 8,6’sı Türk, geri kalanları da Çingene, Romen, Yunanlı ve Yahudiler teşkil eder. Buradaki Türkler Dobruca ve Rodop’ta, Varna gibi şehirlerde yaşamaktadır. İdari baskı ve Birinci-İkinci Balkan harplerinde Bulgarların katliam ve soygunları neticesi Türkler ülkenin en fakir sınıfı durumuna düşmüşlerdir. Yapılan büyük baskılar sonunda zaman zaman Türkler anayurda sığınmaya mecbur bırakılmaktadır. 1989 yılında 400.000’den fazla yurttaş Türkiye’ye göç etmiştir. Resmi dil Bulgarca olmakla beraber, halkın çoğu Türkçe, Rusça dillerini de bilmektedir. Kullanılan Islav alfabesine 1945’te yapılan reform ile üç Rus harfi de ilave edilmiştir. Hıristiyan nüfusun % 90’ı Ortodokstur. Halkın % 61’i şehirlerde yaşar. Şehirdeki binalar komünist ülkelerin ortak mimari tarzıyla yapılmaktadır. Sovyetlerle ilişkilerden sonra halk an’anevi geleneklerini terk etmiştir. Başlıca şehirleri Sofya, Filibe, Varna, Rusçuk’tur.

Eğitim:

Okuma ve yazma oranı diğer Balkan ülkelerine nisbeten daha yüksektir. 7 ila 15 yaşları arası eğitim mecburidir. Sofya’da ve Plovdir’de üniversiteler vardır.

İdare:

Bulgaristan 8 Eylül 1944 ihtilalinden sonra komünist bir idareyle yönetilmekteydi. Bulgaristanla Türkiye arasındaki ilişkiler 1983 yılından itibaren bozulmaya başladı. Aynı yıllarda, Todor Jivkov yönetimi ülkede bulunan Türklerin isimlerini asimile etme, sindirme çalarına girişti. Türklerin isimleri değiştirildi. Çocukların sünnet edilmeleri yasaklandı. Camiler kapatıldı. İnsanların ibadet ve kendi dillerini (Türkçeyi) çocuklarına öğretilmesine engel olundu. Bu hareketlere karşı çıkanlar BELENE gibi toplama kamplarına ve hapishanelere konuldu. Hatta Türklerin malları ellerinden alınıp, trenlere doldurularak Türkiye’ye gönderilmeye başlandılar. Bu dönemlerde Türk-Bulgar münasebetleri en gergin duruma geldi.  

Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize

1. Blagoyevgrad 2. Burgaz (Burgas) 3. Dobriç 4. Gabrovo 5. Hasköy (Haskovo) 6. Kırcaali (Kırcali) 7. Köstendil 8. Loveç 9. Montana 10. Pazarcık 11. Pernik 12. PLEVNE (Pleven) 13. Filibe (Plovdiv) 14. Razgrad 15. Rusçuk (Ruse) 16. Şumnu (Şumen) 17. Silistre (Silistra) 18. Sliven 19. Smolyan 20. Sofya (Başkent) 21. Sofya 22. Eski Zağra (Stara Zagora) 23. Tırgovişte 24. Varna 25. Veliko Tırnovo 26. Vidin 27. Vratsa 28. Yambol


Bulgaristan’daki komünist rejim, Sovyetler Birliği’yle paralel olarak gelişti. Brejnev döneminde Sovyetler Birliği’nce izlenen sıkı politikayı Todor Jivkov da aynı şiddetle Bulgaristan’da uyguladı. Fakat Sovyetler Birliği’nde başgösteren glasnost rüzgarları, her Doğu Bloku ülkesini olduğu gibi, Bulgaristan’ı da etkiledi. Todor Jivkov yönetimi, ısrarla ve inatla reformlardan kaçındı. Fakat Türklere yapmış olduğu zulümlerden dolayı dünya kamuoyundan tepkiler alması, tabandan gelen baskılara da dayanamaması Jivkov’u istifa etmek zorunda bıraktı. Bundan sonra Bulgaristan’ın yönetimini eline alanlar Jivkov’un politikasını yumuşattılar. Türklerin ellerinden alınan bütün hakları geri verildi. Bu sebeple Bulgaristan ile Türkiye arasındaki ilişkiler tekrar düzelmeye başladı. Bugün karşılıklı komşuluk münasebetleri gayet iyi bir şekilde seyretmektedir (Aralık 1992). 1989’da Rusya’da olan gevşeme politikası Bulgaristan’da da görüldü. Komünist rejimi bırakarak, demokratik düzene dönme hareketleri başladı. 1990 Haziranında ilk serbest genel seçim yapıldı. Komünistler seçimi kazandı. Yirmi Türk parlamentoya girdi. Yasama Meclisi 5 yıllığına seçilen üyelerden meydana gelir. Bulgaristan idari bakımdan 27 vilayete bölünmüştür.

Ekonomi:

Birinci ve İkinci Dünya savaşlarına girip yenik düşmesi, düşman işgali, ekonomiyi çok etkilemişti. Bu bakımdan sanayi tamamen felce uğramıştı. Komünist idare geçtikten sonra bütün sanayi, ziraat ve ticaretle ilgili hususlar devletleştirildi. Mecburi çalışma, iş yerinden ayrılmama, verilenle yetinme gibi tedbirler getirilerek, sanayinin ilerlemesine çalışıldı. Sanayi eskisine nisbetle oldukça ileri durumdadır.

Başlıca üç bölgede maden çıkarılır. Stara Planina bölgesinde çinko, kurşun; Burgaz-Varna bölgesinde ise pik demir üretilir. Ancak bu çıkarılan madenler genellikle iç tüketim için kullanılır. Karadeniz sahilindeki Balçık bölgesinde, Varna’nın kuzeyinde ülke ihtiyacını karşılayacak kadar petrol çıkarılır. Diğer önemli madenler uranyum, pirit ve linyittir. Yılda 35 milyar Kw/s elektrik enerjisi elde edilmektedir. Motörlü araçlar, küçük gemiler, vagonlar ve elektrik araçları yapılmaktadır. Ancak iç tüketimi karşılamadığı için, ithal yoluyla açığı kapatmaktadır. Kimya sanayii çok gelişmiş olup, azot, boya, plastik, eczacılık ürünleri ve antibiyotik imal edilir. Ülkede sanayi kuruluşları daha ziyade Sofya, Varna ve Filibe’de bulunur.

Ticaret: Bulgaristan ticaretini daha ziyade Doğu bloku ile yapmaktadır. Bu ülkeden gelip geçen Tırlardan ve Avrupa’da çalışıp izne gelen Türklerden büyük bir gelir sağlamaktadır.Kimyevi maddeler, elektrik ve elektrik ürünleri ihraç etmektedir. İthal ettiği malzemeler ise, makina, ulaştırma ve tarım için lazım olan malzemelerdir.

Tarım: Bulgaristan oldukça yüksek oranda (% 43) tarım alanına sahiptir. İlk zamanları küçük çiftçilerin elinde olan toprak, İkinci Dünya Savaşından sonra başlayan Sovyet modeli kollektifleşme, 1957’de tamamlanmıştır. Daha sonra ortalama 4000 dönüm civarında arazisi olan büyük çiftlikler teşkil edilmiştir. Bütün bunlara rağmen, 1963-1964 yılları arasında yiyecek sıkıntısı, bir ziraat ülkesi olan Bulgaristan’da had safhaya erişmiştir. En önemli ürünü buğdaydır. Onu da bilhassa hayvan yemi olarak kullanılan mısır takib eder. Diğer önemli ürünleri, arpa, çavdar, nohut ve pirinçtir. Sanayide kullanılan bitki üretimini artırmak için büyük çaba harcanmaktadır. Yağ elde etmek için yetiştirilen ay çiçeği önemli bir alanı kaplamaktadır. Şekerpancarı üretimi iç tüketimi karşıladığı gibi ihraç da edilmektedir. Üretilen pamuk tekstil sanayisi için elverişlidir. Tütün yüksek kalitede olup ihracat için yetiştirilir. Üretilen gül yağı parfüm sanayiinde önemlidir. Ormanlar ülkenin % 30’unu kaplar ve kerestecilikte kullanılır. Ormanlarda geniş yapraklı ağaçlar, meşe, kayın, yaban elması gibi ağaçlar bulunur.

Bahçe ürünleri, sebze, meyve, domates, haşhaş, yetiştirilir ve Orta Avrupa ülkelerine satılır. Bağcılık, konservecilik ileri gitmiştir.Hayvancılık gelişmemiştir. Vahşi hayvanlardan ayı, kurt, yabani kediler, tilkiler, sincap ve diğer kemirici hayvanlar bulunur.

Ulaşım: Ulaştırma çok gelişmiştir. Osmanlılar devrinde yapılan demiryolları ve modern karayolları ile komşu ülkelerine bağlıdır. Karayollarının uzunluğu 32.000 kilometreden, demiryollarıın uzunluğu da 6000 kilometreden fazladır. Varna ve Burgaz limanları işlektir. Tuna Nehri üzerinde taşımacılık yapılmaktadır.

Türk azınlık:

Bulgaristan’da, yakın zamana değin Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişkileri Bulgar devletinin inkar ve zorla asimilasyon politikaları dolayısıyla geren, çok sayıda Türk asıllı Bulgar yurttaşı yaşamaktadır. Bulgaristan’daki Türk azınlığın kökleri Anadolu’ya dayanır. Rumeli’nin 14. y.y.’da Osmanlılarca ele geçirilmesiyle Osmanlılar, Anadolu’daki diğer beyliklerin ve yarı göçebe aşiretlerin gücünün kırılması amacıyla, çok sayıda Türkü bilinçli olarak Balkanlara yerleştirmiştir. Tarih boyunca yaşanan çeşitli savaş ve çatışmalar dolayısıyla Bulgaristan’dan Türkiye’ye dört büyük göç dalgası yönelmiştir:
Bunlardan ilki Osmanlıların 93 Harbinde Ruslar karşısında bozguna uğramasının ardından yaşanan 1878 göçüdür. İkinci göç dalgası Balkan Harbinde yenilgiye uğrayan Osmanlı Devletinin Rumeli’ndeki tüm topraklarını Trakya dışında terketmek durumunda kalması sonucu 1912 yılında gerçekleşmiştir.

Üçüncü büyük göç İkinci Dünya Savası sonrası sosyalist rejime geçen Bulgaristan’ın tarım arazilerini devletleştirmesi ve Türkiye’nin Kore Savaşı’na katılması sebebiyle Moskova’dan Bulgar devletine yöneltilen, Türkiye’ye misilleme amaçlı Türk göçünün teşvik edilmesi talebi sonucu 1950-1951 yılları arasında yaşanan göçtür. Dördüncü ve en son göç dalgası 1989 senesinde Bulgar devletinin asimilasyon politikalarına tepki olarak gerçekleşmiştir.

Bulgaristan’daki Türkler Yaşanan tüm bu göçlere karşın Bulgaristan’da kesin sayısı tam olarak bilinmese de halen 1 milyona yakın Türk kökenlinin yaşadığı tahmin edilmektedir.
1965 nüfus sayımı sonuçlarına göre Türklerin toplam nüfusa oranının % 10 ve üzerinde üzerinde olduğu bulgar yönetim birimleri aşağıdaki gibidir, ancak bu istatistik ’89 göçünden önce yapıldığı için değerlerin güncelliği kuşkuludur:

Kърджали Kırcaali): % 72, Разград (Razgrad): % 48, Шумен (Şumnu): % 34, Търговище (Eski Cuma): % 32, Силистра (Silistre): % 30, Добрич (Hacıoğlu Pazarcık, Tolbuhin, Dobriç): % 17, Бургас (Burgaz): % 11, Русе (Rusçuk): % 10

Son yıllarda Türk azınlık üzerindeki baskı politikasına bütünüyle son veren Bulgaristan, bu ülkede yaşayan Türklerle kalcı bir uzlaşma kapısını aralamış görünmektedir.
Din:

Bulgaristan nüfusunun büyük bir kısmı Ortodoks  Hıristiyan’dır. 1 Mart 2001 tarihli nüfus sayımında Ortodoks: 6.552.751, Katolik: 43.811, Protestan: 42.308, Müslüman: 966.978, Diğerler: 14.937 olarak kaydedilmiştir. 4 Aralık 1992’de yapılan nüfus sayımında ilk defa Aleviler ayrı bir grup olarak sayılmış ve 83.537 kişi kendini Alevi olarak tanıtmıştır.

Bulgaristan’ın Milli Gelenekleri. Alışkanlıklar, Düşünce Yapısı ve Yaşam Tarzı:

Bulgaristan, yerli halkın samimi ve misafirperverliği nedeniyle çok popüler bir turistik yer. Misafirperver Bulgarlar, ülkenin ziyaretçilerini özel bir dikkatle selamlıyorlar. Turistler ülkede inanılmaz derecede rahat hissediyorlar. Bulgaristan, slogan sahibi bir ülke, din özgürlüğü ile laik bir devlet. Nüfusun yüzde 70’inden fazlası Ortodoksluk ilan ediyor. Bu Ortodoks Kilisesi yerli halkın kültür ve geleneklerini etkiledi. Bulgarların ataları, eski bir gelişme uygarlığı olan Trakyalılar ve Trak vatandaşlarıyla karıştırılarak Bulgaristan’ın modern nüfusunu yaratan Slavlardır.

Bulgar zihniyetinin en ilginç özelliklerinden biri rıza şekli. Neredeyse tüm dünyada (birkaç ülke hariç) mutabık kalınca kafanı sallamak kabul edilir, aksine Bulgarlar başın sola ve sağa dönüşüyle ​​teyit edilir. Ve aksine, olumsuzlama, yukarıdan aşağıya başın başını sallaması ile eşlik eder. Böyle alışılmadık bir özellik yabancılarla başa çıkmada güçlükler yaratır, ancak bu şekilde alışmak oldukça kolaydır. Bu geleneğin nedenleriyle ilgili bir efsane var. İnanıyorsanız, eski zamanlarda Türkler, Bulgarları inançlarını değiştirmeye zorladı, Bulgarlar hıristiyanlığı reddetme rızasıyla karşılık verdiler. Bu nedenle, yerliler biraz yaratıcı olmalı ve jest sistemini değiştirmişlerdir.

Bulgarlar son derece tepkisel. Hiçbir zaman bir insanı belada bırakmazlar ya da bir kişi yalnızca yön bulmasını ister. Halk oldukça sakin ve telaşsız. Bulgaristan’da, sokakta iş bulmak, yemin etmek veya yabancılarla yüksek sesle tartışmak hoş değil. Ülkenin yollarında, hepsi son derece nazik davranıyor; tehlikeli bir emsal oluşturmadan birbirlerini kolayca geçerler. Bulgarlar başkalarını pahasına kendilerini kurmaya çalışmazlar, yaşamak, doğalarını, ülkesinin güzelliğini ve kaynaklarını kullanabilirler ve bu nedenle çoğunlukla sakinleşiyorlar. Sık sık, Bulgarların hükümeti veya gücü nasıl kötüye kullandığını duyabilirsiniz. Sofya, Plovdiv, Varna, Burgas gibi büyük şehirlerde, yaşam ritmi yüksek, küçük kasabalarda ve köylerde yerli halk geleneksel yaşam biçimini koruyor. www.orangesmile.com tüm hakları saklıdır.

Bulgarların bir diğer karakteristik özelliği dedikodulara çok düşkün olduklarıdır. Bulgarlar oldukça basit insanlar, genellikle ne düşündüklerini söylüyorlar ve yerliler arasında kurnaz olmak akıllıca değil. Aynı zamanda, Bulgarlar başkalarını şüphelidirler, kendilerine bir şey garip geliyorsa, mutlaka onun hakkında bilgi vereceksinler ve sebebini bulacaklardır. Yereller başarısızlıkları için başkalarını suçlama eğilimindedirler. Genellikle sorumlulukları başkalarına devrederler; komşular, devlet veya uzak akrabalar. Çalışkan olsalar da Bulgarlar her zaman sorumlu veya sözleşmeyi yerine getirmiyorlar. Bulgaristan sakinlerinin olumsuz özellikleri arasında, daha başarılı bir komşu ya da meslektaşına, şaşkın bir şey yapmak isteği kaydedilebilir. Aynı zamanda, Bulgarlar yabancılarla gerçekten samimi.

Bulgar ailelerindeki aile reisi geleneksel olarak bir insandır. Bulgaristan’da bir aile oluşturmak büyük bir sorumluluk taşıyor; Yaşam için aileler yaratılmıştır. Bu ülkedeki düğün, herhangi bir kişinin yaşamındaki en önemli olaylardan biridir; inanılmaz derecede görkemli ve renkli bir olay. Nişan, gelinin düğün iznini verdikten sonra gerçekleşir; çiftleşme gününden başlar ve düğün tarihine ve özelliklerine ilişkin tüm görüşmelerin yapıldığı gürültülü şölenler eşlik eder. Pazar günleri düğünler yapılırken Cumartesi günleri ’tek’ hayatın ayrılışı, erkeklerin arkadaşlarıyla bir araya gelmesi, akrabaları olan kızlar ve sevgililer.

Erkeklerin ailelerinde lider olması gerçeğine rağmen, pek çok Bulgar çok olgunlaşmamış ve önemli konuları eşlerine kaydırma eğilimindedir. Halk müziği Bulgarların hayatı için önemli bir özelliktir, hem bayramlarda, hem de cenaze törenlerinde ve kahraman olaylarda şarkı söylenir. Ulusal tatillerin kutlanması sırasında, kadınlar genellikle ulusal kostümler giyiyor; El yapımı nakışlı koyu papatyalar, altına beyaz bir gömlek giyilir. Konuklar, kekik aromalı ekmek ve bu kişilerin samimi ve sağlık isteklerini simgeleyen kırmızı şarapla Bulgarlar karşılıyor.

Kaynak:orangesmile.com

Bulgaristan Hakkında Bilmediğiniz 25 Gerçek

Bulgaristan Hakkında Bilgi , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vizesi , Bulgaristan Vize İşlemleri
Bulgaristan Filibe (Plovdiv) / Görsel: Melih Daşgın

“Birbirine bitişik ya da yakın konutlarda oturan kimselerin birbirlerine göre aldıkları ad” Komşu’nun tanımı. Adı üzerinde yakın. Hal böyle olunca bilinmezliklerin azalması söz konusu. Nedeni ise ortak paylaşımlar ve birlikte geçirilen zaman dilimleri. İşte Bulgaristan hakkında bilinmesi gerekenler…

Bir diğer anlamı da “sınır ortaklığı bulunan yerler”. Her ikisini de Bulgaristan için kullanabilir miyiz derseniz, elbette! Gerek coğrafi gerekse de tarihi bakımdan birçok ortak özelliğe sahip olduğumuz Bulgaristan hakkında peki her şeyi biliyor muyuz? Birçoğunu evet! Ama Bulgaristan hakkında çok az bilinen bilgiler olduğunun farkında mıyız? Gelin şimdi bunları açığa çıkarıp, komşumuzu daha yakından tanıyalım.

  1. Bulgaristan 681 yılında kurulmuş ve kuruluşundan bu yana adını hiç değiştirmemiş tek ülkedir.
  2. Dünyanın en eski işlenmiş altınının Bulgaristan’da bulunduğunu ve bunun 6000 yıl öncesine ait olduğu kanıtlanmıştır.
  3. Avrupa’nın en eski şehri sayılan Filibe, Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehridir.
  4. Atatürk 1913-1915 yılları arasında Sofya Askeri Ataşeliği görevini yapmıştır.
  5. Bulgaristan dünyanın en büyük gül yağı üreticisidir. Ülkede bulunan Gül Vadisi’nde üretilen güllerden elde edilen gül yağı, “Bulgar altını” ya da “altın sıvı” olarak adlandırılır ve 10 gramı 2 bin TL dolaylarındadır.
  6. Diğer dünya ülkelerinin aksine Bulgaristan’da eğer kafa öne arkaya sallanıyorsa bu “hayır”, sağa sola sallanıyorsa da bu “evet” demektir.
  7. Tüm dünyanın gidişatını bilen ünlü kehanetleriyle bugün hala adından sıkça söz ettirmekte olan meşhur kâhin “Baba Vanga” Bulgaristan’da dünyaya gelmiş bir Bulgar vatandaşıdır.
  8. Kiril Alfabesinin doğum yerinin Rusya değil de Bulgaristan olduğunu biliyor muydunuz?
  9. Balkanlarda yaşayan en fazla Türk nüfusu Bulgaristan’da yaşamaktadır.
  10. Kapıkule Sınır Kapısı Yunanistan ile değil, Bulgaristan ile Türkiye arasındadır. Bulgaristan ile toplam 3 adet sınır kapımız mevcuttur: Kapıkule, Hamzabeyli ve Dereköy Sınır Kapıları.
  11. Dünyada ulusal enstrümanı “gayda” olan 3 ülkeden birisi de Bulgaristan’dır. (İrlanda-İskoçya ve Bulgaristan)
  12. Nâzım Hikmet şiirleri, Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Bulgaristan Türkleri arasında da sevilmektedir. Hatta bunlardan en sevileni, o dönem sevdiği kadın Münevver için yazdığı “Sofya’dan” adlı şiirdir.
  13. UNESCO’ya göre Bulgar Takvimi dünyanın en doğru takvimi olarak kabul edilmekte.
  14. Dünyadaki en iyi yoğurt Bulgaristan’da üretilmekte. Yoğurda tadını veren bakteri sadece Bulgaristan’da bulunuyor.
  15. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, 11 Mayıs 1914’te düzenlenen maskeli baloda, tüm dünyayı kendisine hayran bırakan o yeniçeri kol ağası kıyafetini Sofya Ataşeliği görevinde, halen ayakta olan Sofya Orduevi binasında giymiştir.
  16. Bulgaristan’ın bazı köylerinde Eskimolar yaşamaktadır. Sebebi ise; 1980’lerde nüfus sayımı sırasında Pomakların (Helen ve Slav ırkına mensup, Türk olmayan ama Müslüman olan kimse) kendilerine yöneltilen ve “Müslümanız” cevabı vermeleri doğrultusunda Türkiye’ye göç ettirilecek olmalarından dolayı, sorulan, “Hristiyan mısınız Müslüman mı”, ya da “etnik kökeniniz ne” sorusuna “biz Eskimo’yuz cevabı vermesi.
  17. Bulgar yemek kültüründe ana yemek öncesi salata ile başlanır. Salata bitmesinin ardından ana yemek gelir. Salata, bizdekinin aksine ana yemek yanında değil de başlangıç olarak yenir.
  18. Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı boyunca devlet tarafından verilmiş şahsına ait 2 adet mal varlığı vardır. Birincisi “Savarona Yatı”, diğeri de Sofya’da askeri ataşelik görevi yaptığı yıllarda tahsis edilen tek katlı ev. Günümüzde o evi maalesef görememekteyiz. Sebebi ise 2. Dünya Savaşı’nda Sofya’nın bombalanmasıyla yıkılmış olması. Şu an aynı arsa üzerine yapılan binada büyükelçiliğimiz bulunmaktadır.
  19. Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan’ın Kırcaali Ahatlı Köyü’nde dünyaya gelmiş, İstanbul’da vefat etmiş, Türk asıllı dünya şampiyonudur.
  20. Bulgaristan, Avrupa’da en fazla doğal mineral kaynağına sahip ikinci ülkedir. Ülkede bulunan SPA ve Balneoloji merkezleri sağlık turizmi için çok popülerdir. (1’inci İzlanda)
  21. Covid-19 sebebiyle şu an askıya alınmış olsa da 20 Şubat 2017’den beri İstanbul-Sofya arasında düzenlenen tren seferi mevcuttur. Toplam 9 saat 50 dakika süren bu yolculukla, ekonomik olarak Bulgaristan’a gitmeniz mümkün.
  22. Bulgaristan 2007 yılından bu yana Avrupa Birliği üyesidir.
  23. Yunanistan ile sınırımızı oluşturan “Meriç Nehri”, Bulgaristan’da doğar ve Ege Denizi’ne dökülür.
  24. Isparta’yı gül bahçesi haline getiren serüvenin çıkış noktası Bulgaristan’dır. Sosyalist dönemde Bulgaristan’dan ülke dışına güllerin çıkarılması yasaktı. O dönemde hariciye görevlisi olarak, Kazanlık yani Bulgaristan’ın Gül Vadisi’nde görev yapan, “Gülcüzade İsmail Efendi”, bastonunun içine gül fidanı saklayarak, doğum yeri olan Isparta’ya getirmiş ve uzun uğraşlar sonucu Isparta’da gül yetiştirmeyi başarmıştır.
  25. Bulgaristan’ın milli sembolü aslandır.

kaynak:turizmgunlugu.com

Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Burgas Sozopol
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Sozopol Eski Osmanlı evi
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Sunny Beach
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Sunny Beach
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Sunny Beach
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Sofya
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Sofya
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv
Bulgaristan Vize , Vize , Vizesi , Vize İşlemleri , Bulgaristan Vizesi , Sofya Vize , Varna Vize , Plovdiv Vize , Turistik Vize , Ticari Vize , Çok Girişli Vize
Bulgaristan Plovdiv